Boyun Fıtığı: Modern Çalışanının Bonus Paketi

Boyun Fıtığı: Modern Çalışanının Bonus Paketi

İnsanlık Mars’a gitmeye hazırlanıyor ama biz hâlâ bilgisayar başında kambur oturmaktan boyun fıtığı oluyoruz. Ben de bu muhteşem çağın mağdurlarından biriyim. Hani “masa başı iş rahat” derler ya, işte o rahatlığın bedelini MR cihazında ödemek zorunda kaldım.

Teşhis: Boyun Fıtığı

İlk başta boynumdaki ağrıyı “ya uyurken ters yattım, ya da dün fazla bilgisayara baktım” diye geçiştirdim. Ama sonra olay büyüdü: Ağrı kola, oradan da parmaklara kadar indi. Klavyeye dokunurken sanki elektrik çarpıyor gibi… İşte o zaman anladım ki bu iş sıradan bir tutulma değil, resmen donanım arızası.

MR sonucunu alınca doktor “C5-C6 seviyesinde boyun fıtığı” dedi. Ben hâlâ bilgisayarcı mantığıyla “C5-C6… acaba RAM slotu mu, yoksa işlemci mi?” diye düşünüyordum.

Ameliyat mı, İkinci Görüş mü?

Medicalpark’taki doktor hiç vakit kaybetmeden “ameliyat” dedi. Hatta öyle bir anlattı ki, sanki ertelesem sabaha kadar Robocop olarak uyanacağım. İçim hiç rahat etmedi. Dedim ki “dur bakalım, bir de başka ustaya gösterelim.”

Memorial’deki doktor ise daha sakin yaklaştı: “Şimdilik ameliyatlık bir durum yok, önce fizik tedavi deneyelim” dedi. İçimden “Oh be, sonunda format atmadan sistemi kurtarabileceğiz” diye düşündüm.

Teknoloji: Hem Can Kurtarır, Hem Boyun

Bilişim işi yapınca saatlerce bilgisayar başında kalıyorsun. Ama işin ironisi şu ki, teknolojiyle uğraşırken aslında vücudunu yavaş yavaş çökertiyorsun. Monitör göz hizasında değilse, sandalye rahatsızsa, bir de sürekli telefona öne eğilerek bakıyorsan… tebrikler, boyun fıtığı kulübüne hoş geldiniz!

Fizik Tedavi ve Evdeki “Hile Kodları”

Fizik tedaviye başladım. Orada kaslarımı gevşettiler, egzersizler yaptırdılar. Bana da evde yapmam için boyun hareketleri verdiler. Ama işin güzeli, birkaç basit kural hayatımı kurtardı:

  • Masamı ve monitörümü göz hizasına ayarladım. Artık Matrix’i bile dik oturarak izliyorum.
  • Her 45 dakikada bir kalkıp esniyorum. (Ofistekiler beni yogaya sarmış sandı.)
  • Telefona öne eğilmek yerine göz hizasında tutuyorum. Yoldan geçenler hâlâ “selfie mi çekiyor?” diye bakıyor.
  • Ortopedik yastığa geçtim. Artık uyurken bile ergonomik yaşıyorum.

Sonuç: Bedene Kulak Vermek

Bu süreç bana şunu öğretti: Teknolojiyle üretmek güzel ama vücut lisanslı değil, bir kere çökünce “recovery disk” bulmak kolay değil. Boyun fıtığı aslında sadece omurga sorunu değil, “kendine dikkat etmezsen ben seni durdururum” diyen bir sistem mesajı.

O yüzden tavsiyem şu: bilgisayar başına geçtiğinizde kendinizi otomat sandalyeye kaynatmayın. Biraz kalkın, biraz hareket edin. Yoksa vücudunuz bir gün size mavi ekran verebilir.

Unutmayın: Sağlık Windows değil, bozulunca format atamıyorsunuz.